İktisat - Ekonomi kategorisinde tarafından
"Ülkemize karşı haksız, hukuksuz, adaletsiz bir şekilde uygulanan siyasi ve ekonomik yaptırımlar bizi bu yolu aramaya mecbur bırakmıştır. Uzunca bir süre küresel ekonomik sistemin kuralları çerçevesinde yürüttüğümüz ekonomi politikamızı bu tuzaklardan kendimizi kurtarabilmek için ayrıştırdık…. Ülkemize yönelik senaryoların son sahnesin ekonomik yıkım üzerine kurulmuştur…. Görünür hiçbir sebep bulunmadığı hâlde açıkça ekonomisi mahvedilme tehdidiyle karşı karşıya kalan sanıyorum tek ülke biziz." deniyor.

Başımıza gelenler, kendi eşi benzeri görülmemiş ahmaklık, beyinsizlik, kara cahillik, hırsızlık ve kötü niyetimizden değil de hep bu dış güçlerden oluyorsa kimdir bu dış güçler?

Cevabınız

Görüntülenecek adınız (isteğe bağlı):
Gizlilik: E-posta adresiniz yalnızca bu bildirimlerin gönderilmesi için kullanılacak.

9 Cevaplar

tarafından
Ekonomi geçen sene çok doğru giderken, cari işlemler açığı kapanmaya başlamışken sana kim dedi faizleri düşür diye. Enflasyonun 19’du. İki ay üst üste cari işlemler fazlası vermişken dış güçler mi baskı yaptı faizleri düşür diye… Ve halen diyorsun faizleri düşüreceğim diye… Yersiz şekilde düşürürsen başına bunların geleceği belli, ekonomiyi batırmak için dış güce ihtiyacın yok ki... Bütün dünya yapmayın, etmeyin derken kimseyi dinlemedin. Ekonomik olarak kim sana ne yapıyor. Avrupa, Afrika, Asya Amerika diyor mu bana ihracat yapmayacaksın diye, demiyor. Peki sıkıntın ne? Ne diyor sana insanlar? Senin risk primini onlar mı yükseltiyor. Yanlış para politikaları ile enflasyonu artırıyorsun, risk primin artıyor. Sen kendin yapıyorsun bunu. Hedef şaşırtmaca, algıları yönlendirme, çarpıtma ve dezenformasyon... Yanlış uygulamalarda ısrar ediyorsun. İsabetli hiçbir açıklaması olmayan bir bakan itibar açığının gidermek için ekonomi tarihinden kimsenin anlamadığı şeyleri kâğıttan okumayı başaramıyor. En saygın olması gereken bankanın başkanı kahvehane ağzıyla konuşur, enflasyonu açıklayan kurum kimse saçmalıkları yakalayamasın diye madde sepetini yayımlamaktan vaz geçiyor. Atanmışların liyakati hak getire... Dolar bir lira olacak diyen danışmanlar devletin kasasından maaş almaya devam ediyor. Bu kadro ile bu iş olmaz, dış güce ihtiyacın yok senin. Enflasyon, kur, faiz arasındaki bağı kaldırıyorsun ortadan, her şey darmaduman, tuz buz oluyor. Brüt rezervler bile hızla eriyor. Ekonomi çöktü, iflas etti. Sana kim dedi piyasaya dolar sat diye. Dış güçler mi dedi doları düşürürsen enflasyonu indirirsin diye. Öyle bir şey yok. Heteredoks politikaları dünyada uygulayan yok. Ne idüğü beli olmayan bir politika... Hedefleri de belli değil. Bir hedefe göre politika yaparsın. Gelecek sene enflasyon şu olacak, kur bu olacak diyebiliyor musun? Hayır. Her on beş günde bir revize ediyorsun bütün tahminleri… Sana kimse güvenmez. Güven olmayınca istikrar olmaz, kriz başına gelir. Halkın güvenini dış güçler düşürmüyor. Senin yaptığın yanlış politikalar düşürüyor.. Enflasyonu %19’dan %83’e dış güçler çıkarmadı. Bize son üç senedir yaptırım uygulayan bir ülke yok. Yabancılar güvenmediklerinden bu yıl 3 milyar dolarlık hisse senedini 2 milyar dolarlık devlet iç borçlanma senedini satıp çıktılar. “Varsa bütün iyi şeyleri ben yaptım, bütün kötü şeyleri de dış güçlerle muhalefet yaptı.” diyerek kim ne kadar aldatılabilir.

Uzaktan zihin kontrolü ile, bir dizi akıl izan dışı ekonomik kararı aldıracak teknolojiye sahip birileri yoksa zarar vermeye çalışan bir dış güç de yoktur.

Şu grafik bir saldırı olduğunu gösteriyorsa da bu saldırının dışardan çok içerisi kaynaklı olduğunu gösteriyor:

https://twitter.com/ali_hakan_kara/status/1576833348974309382/photo/1

Ekonomideki bütün rezillikler, Merkez Bankası'nın politika faizini hızla düşürüp dolar kurunu ve enflasyonu patlatmasıyla başladı. Bir yılda adeta bataklığa gömüldük. Dolar 8 liradan 18.70 liraya fırladı, yüzde 19 olan enflasyon yüzde 83'ü geçti. En son rezalet: Türkiye, doğalgaz ödemelerini 2024 yılına ertelemek için Rusya ile görüşmelere başladı. Yani Türkiye cari fazla verecek palavrası ile çıkılan yolda verilen rekor miktarda cari açık sonrasında döviz rezervi eridi bitti. Gelir gideri karşılamıyor. Cehalet mamulü saçma fikirlerin doğru olduğunu göstermek üzere yüzlerce milyar dolar piyasada satılınca kasa boşaldı. Barış halindeki bir ülke, savaş halindeki ülkeye beni iki yıl kadar idare et ödeyeceğim diyor. Bir yıldır bombalanan Ukrayna'da enflasyon yüzde 23, Rusya'nın enflasyonu yüzde 14 iken Türkiye'de ise yüzde 83,45… Neymiş "Halkı enflasyona ezdirmeyeceğiz:" Enflasyonun kendisi halkı hayat pahalılığına ezdirmek için özel olarak imal edilen bir şeydir. Yanlışlıkla, istemeden enflasyon olmaz. Bilerek ve isteyerek yapılır. Enflasyon ceplerden çalınan paradır.

Zaten sözünün eri olması, halkı kandırmaması, milleti zenginleştirmesi, başarısızlıkları için yalanların arkasına saklanmaması beklenerek bol oy kazanmış bir siyasetçi vaktiyle şunları söylemiş: "Bir de bir adet var, ülkede başımıza bir şey geldiği zaman hemen 'dış güçler' deriz, yabancılar deriz şu deriz bu deriz, onlara bazı isimler buluruz. Ve bunlar sebebiyle biz ayağa kalkamıyoruz, kalkınamıyoruz, birliğimiz beraberliğimiz bozuluyor filan. Yani bu doğru da olabilir ancak ben buna katılamıyorum. Niye katılamıyorum? Eğer sizin bünyeniz güçlüyse, sağlamsa, bünyede olan virüs hiçbir zaman sizin vücudunuza zarar veremez"

https://www.youtube.com/watch?v=tYZoXONbZrU

İşi bilen ve dürüst idarelere bırakılacak merkez bankası, bağımsız bir şekilde kur istikrarı ve fiyat istikrarı için çalışmadıkça, TÜİK bağımsız ve dürüst bir şekilde ülkenin gerçek rakamlarını açıklamadıkça bu krizin derinleşmesi önlenemez. Dört senedir akla gelen her türlü saçmalık yapıldı, sonuçlar ortada… Hala anlaşılmadı mı? Ülke bir krizden diğerine savruldu, döviz kuru patladı, enflasyon patladı, ekonomi berbat edildi, mahvedildi, hala mı anlaşılmadı? Bu yanlıştan dönmek için hala neyi bekliyorsunuz, neyi? Bu yanlıştan ne zaman döneceksiniz. Milyonlarca insan, yönetimin yanlışlarının ve bir kişinin kuru inadının bedelini ödüyor şu anda. Gerçekten çok yazık, yeter artık ya…
tarafından

9 Şubat 2022'te dış güçlerden yardım istendi: "Reuters: Bakan Nebati, Londra'da döviz kurunun sabit kalacağı taahhüdünde bulundu."

https://www.bbc.com/turkce/haberler-turkiye-60314301

16 Mart 2022'de can mal güvenliği teminatı ile dış güçlere gelmeleri için dil döküldü.

https://www.sozcu.com.tr/2022/ekonomi/nebati-yatirimcilara-seslendi-turkiyeye-yatirim-yaparsaniz-maliniz-da-caniniz-da-guvendedir-7014237/

20 Nisan 2022'de bu dış güçlere borç için yalvarıldı: "Deutsche Bank, BOTAŞ’a LNG için 1 milyar euro kredi verecek."

https://www.bloomberght.com/deutsche-bank-botasa-lng-icin-1-milyar-euro-kredi-verecek-2304614

Fransız dış güçler unutulmadı:

https://www.takvim.com.tr/ekonomi/2022/03/16/hazine-ve-maliye-bakani-nureddin-nebatiden-fransada-yatirimcilara-mesaj-turkiye-konumunu-cok-iyi-kullanacak

Haziran 2022'de dış güç iştahı devam etti:

https://www.yenisafak.com/ekonomi/bakan-nebati-suudi-arabistan-maliye-bakani-ile-gorustu-ticaretteki-tum-engellerin-kaldirilmasi-hususunda-istisarede-bulunduk-3832969

Alman dış güçler eksik kalmadı:

https://www.bloomberght.com/bakan-nebati-almanya-sanayi-ve-ticaret-odalari-birligi-baskani-ile-bir-araya-geldi-2314558

ABD'li dış güçler de olmazsa olmaz:

https://www.bloomberght.com/bakan-nebati-abd-de-yabanci-fon-yatirimcilariyla-gorustu-2315583

Aslında düşman denilen dış güçler gerçekte ianesine muhtaç kalınan ülkeler mi?

"Birçok dost ülke desteklerini veriyor. Onlardan borçlanmamız Merkez Bankası olarak güçlenmemize neden oluyor" 

https://tr.euronews.com/2022/10/06/reuters-guney-koreden-turkiye-merkez-bankasina-780-milyon-dolar-transfer-edildi

https://www.sozcu.com.tr/2022/ekonomi/imfye-borc-verdik-soyleminden-dost-ulkelerden-borclandika-gecildi-7356994/

Bu yüzyıl "Borç alan emir alır deyip" bulabildiği her devlete, Rus'a, bedeviye diz çöküp yardım dilenerek emir bekleyen bir ülkenin yüzyılı olabilir mi? Medeni ülkelerin 5 katı maliyetle borçlanabilen ülke şaha kalkmış mıdır?

Asıl düşman yolsuzluk yapan, hırsız, rüşvet alan veya liyakatsiz makam sahipleri olabilir mi? Bu şartlarda kendi parası yerine (%72 dolarizasyonla) dış mihrakların para birimini güvenli bulan halk kınanabilir mi?

“Yolsuzlukların olmadığı, rüşvetin olmadığı, yoksulluğun olmayacağı bir Türkiye'yi biz hallederiz. Şu an itibarıyla onun hazırlığı içindeyiz.” Bir ülkenin cumhurbaşkanı yolsuzluk ve rüşvet var diyorsa demek ki o ülke soyulmaktadır.

https://www.sozcu.com.tr/2022/gundem/20-yil-sonra-yine-3y-ile-mucadele-vaadine-sarildi-7411405/

https://www.yenicaggazetesi.com.tr/erdogandan-davutoglu-ve-babacani-kizdiracak-aciklama-564317h.htm

tarafından
2018'de Andrew Brunson'un serbest bırakılması için ABD Başkanı Trump yaptırımlar uygulamıştı. İki bakanın ABD'de yer alan mal varlıkları dondurulmasını ve finans sisteminden men edilmelerini içeren yaptırımlar uygulandı. 9 Ağustos'ta Donald Trump, Türk ürünlerine ilişkin gümrük vergilerini artırdı. 12 Ekim 2018'de Brunson, Türk makamları tarafından teröre destek vermekle suçlandı ve 3 yıl 1 ay 15 gün hapis cezasına çarptırılsa da hapiste kaldığı süre göz önünde bulundurularak serbest bırakıldı.

Barış Pınarı Harekâtı, 9 Ekim 2019 tarihinde Türk Silahlı Kuvvetleri ve Suriye Millî Ordusu grupları tarafından Suriye'nin kuzeyinde tek taraflı özerklik ilan eden Suriye Demokratik Güçleri'ne karşı başlatılan sınır ötesi askerî harekâttır. ABD bu durumdan memnun olmadı. Operasyonun başladığı gün olan 9 Ekim'de ABD Başkanı Donald Trump'ın Türkiye Cumhurbaşkanına bir mektup gönderdi. Geleneksel diplomatik ifadelerden farklı bir üslupla yazılan ve 16 Ekim günü basına yansıyan mektupta şu ifadeler yer aldı: "Sayın Başkan, İyi bir anlaşmaya varalım! Binlerce insanın katledilmesinden sorumlu olmak istemezsiniz ve ben de Türk ekonomisini mahvetmekten sorumlu olmak istemem – ki bunu yaparım. Rahip Brunson sırasında size zaten bunun küçük bir örneğini gösterdim."

29 Ekim 2019 günü ABD Temsilciler Meclisi Türkiye'ye yaptırım tasarısını onayladı. Tasarıda Halkbank'a yönelik yaptırımların devreye sokulması ve Recep Tayyip Erdoğan ile ailesinin mal varlığının incelemeye alınması maddeleri yer aldı.

Bu durumda belli konularda çok açık bir karşı karşıya duruş söz konusu olsa da ciddi bir ticaret hacminin yaşandığı en büyük askeri müttefikin düşman bir dış güç olduğu ve sürekli hasmane tutum sergilendiği iddiasının tutarlılığı tartışılır.

https://tr.wikipedia.org/wiki/Andrew_Brunson

https://tr.wikipedia.org/wiki/Bar%C4%B1%C5%9F_P%C4%B1nar%C4%B1_Harek%C3%A

https://www.bbc.com/turkce/haberler-dunya-502301392t%C4%B1
tarafından
Eğer pandemi döneminde parasal genişlemenin yükselttiği dünya ekonomik büyümesi olmasaydı geri kalmış ülkelerde bu kadar bile ekonomik canlılık olmayacaktı. Yani dış güçler olmasaydı, dış dünyaya bir şey satamasalar, oralardan turist gelmeseydi ayakta kalamazlardı. Nitekim Arap'ın borç lütfu, Rusya'dan, Ukrayna'dan kaçanların parası olmasaydı ne olurdu? Ki onların dahi yetmediği, borçların ödenmesi ertelenerek nefes alındığından belli...

Batının çıkarcı, sömürgeci, köleci tarihi mağdur ülkelere özür ve tazminatla ödenemeyecek kadar büyük bir borçları olduğunu gösteriyor. Yakın tarihte de darbeler, ekonomik kumpaslarla kolunu büktükleri ülkeleri hizaya getirdikleri biliniyor. Bugün dahi ne ölçüde değiştikleri, varsa öyle bir şey, yüksek insanlık ideallerine ne kadar bağlı oldukları tartışmalıdır. Bununla beraber onların muhtemel düşmanlıkları karşısında, akılla, bilimle, vicdanla problemliliği, aşırı otorite sevdalılığı, müsrifliği, kamu harcamalarında en azından özensizliği, ahlaki sınırlara uyup uymadığı tartışılan sorumsuz mahalli yöneticilerin her durumda kendi vatandaşlarınca desteklenmesi beklenebilir mi? "Bütün saçmalıklarımın bedelini öde yoksa öcü gelir." korkutması hep işe yarar mı?

"Ya, biz bu bardağa her zaman su damlatıyorduk, bir şey olmuyordu, şimdi niye olsun ki?" diyenler bardağın çoktan taştığını fark ettiklerinde umalım ki bir çılgınlık yapmasınlar...
tarafından
Suudi Arabistan Finans Bakanı: Türkiye gibi, "savunmasız" ülkeleri desteklemeye devam edeceğiz.

https://t24.com.tr/haber/suudi-arabistan-finans-bakani-turkiye-gibi-savunmasiz-ulkeleri-desteklemeye-devam-edecegiz,1086101

Ekonomi neden savunmasız? Ne olmuşta yardıma muhtaç hale gelmiş? Bir sorumlusu yok mu? Suudi devleti ve ekonomisi ne ki sana destek veriyor? Bu nasıl bir aşağılanmadır? Ne karşılığı destek alıyorsun? Emirler var mı? Neden kaynak ihtiyacı olan diğer devletler gibi uluslararası piyasalardan borçlanamıyorsun da illa özel desteklerle ayakta kalabiliyorsun? Yatırım yapılabilir seviyeden batık duruma nasıl gelindi? "Bizim yüzyılımız, uçuyoruz" derken kastedilen bu muydu?
tarafından

Dışardan zihin kontrolü yapılıyor olabilir.

40 bine yakın canın kaybedildiği bir deprem için yapılacak bir açıklamada öne çıkıp iyi bir fotoğraf vermek için eski başbakanı bile itekleyen kişinin zihni uzaktan kontrol ediliyor olabilir. 85 milyonun ekonomik geleceğinin emanet edildiği kişi, içinde bulunduğu durumun ne olduğunu algılamasına engel olacak bir zihinsel problemle karşı karşıya...

Deprem olur olmaz, saniyelerin önemi varken ve genç dinamik insan gücüne derhal ihtiyaç varken en azından yağmayı önleme için orduyu görevlendirmemek, derhal madencileri bölgeye göndermemek, insanların haberleşerek hayatta kalmalarını sağlayacak yardım ve kurtarma faaliyetlerini koordine eden en önemli araç olan interneti kaliteli ve ücretsiz sağlayacak teklifi reddedip var olanı kısmak, hazırlıksızlığı kınayanı, devleti kendin zannedip eleştiri yapanı devletin karşısında göstermek, ilk andaki ve birçok yerdeki ilk 2 - 3 günde yapılmayan müdahaleleri, korkunç organizasyon ve koordinasyon eksikliğini sorgulayanları ve soru soranları tutuklatıp yardıma gelenlere zorluklar çıkarmak bu zihin kontrolünün gücünü gösteriyor. Yoksa normal bir aklın işleri değil...

İmar barışı denilerek çökecek evleri para karşılığı affetmeyi övünülecek işler arasında saymak, her türlü sıkıntıda çareyi eğitimin kalitesini düşürecek çözümlerde bulmak, başa gelenler eğitimsizlikten değilmiş gibi otel zincirlerinin parası yerine eğitimi feda etmek, algı operasyonlarının başarısını insan hayatından önemli görmek, kendine ışıltılı sarayları halka molozlar altında donarak ölmeyi kader kabul etmek, felaketleri fırsata çevirmek için anayasayı yok sayarak seçimleri ertelemeye çalışmak, TOKİ binaları yıkılmazken Marmara depremi sonrası deprem yönetmeliği varken yapılan binaların yıkıldığı bu sebeple çok sayıda sorumlunun istifası gerekirken asrın felaketi palavrasına sığınmak...

Yağma Suçu, diğer adıyla gasp suçu, zilyetliği başkasına ait bir menkul malın “cebir” veya “tehdit” kullanılarak alınmasıyla oluşur ve mağdurun malvarlığına yönelik gerçekleştirilen haksız bir eylemdir. Sahibinin koruma imkanı olmayan malların yağmalanmaması için ordu personelini görevlendirmemekle piyasadaki varlığını koruyamayacak felaketzedelerin mallarının değersiz bir hale gelmesi için borsayı açık tutmak aynı bakışın sonucudur.

Öğünülen imar barışları yanında İskenderun'da beş mahallenin riskli alan olmaktan çıkarılması yine dış güçlerin uzaktan zihin kontrolü ile olabilir mi? Çünkü hiçbir vatan evladı böyle bir katliamın sorumluluğunu üstlenemez gibi geliyor. 


Asrın ihmali, asrın akılsızlığı, asrın riyakarlığı, asrın rezilliği, asrın cehaletinin sonuçları ile yüzleşirken Ermenistan, Güney Kıbrıs ve Yunanistan dahil dünyanın bir çok ülkesinden gelen kurtarma ekipleri dış düşman palavralarını da gömdü.

Merkez Bankası ihtiyat akçesini iyi günlerde bitirdiysen şimdi ne yapacaksın? Gerçekten bir varlık fonun varsa, bu fonun kaynakları böyle zamanda kullanılmazsa ne zaman kullanılır? Yoksa o borçlanma ve yokluk fonu mu?

tarafından
26 Mayıs 2023 Cuma

“Körfezden bizim sistemimizin içerisine para depo eden ülkeler oldu. Bu da ister istemez kısa bir süre için de olsa Merkez Bankamızı, piyasamızı rahatlattı”

Körfez ülkeleri bizim toprağımız değilse onlar da dış güç... Ne karşılığında bize para gönderiyorlar. Talep ve emirleri de geldi mi?

Dünya lideri bir ülkeyken, yüzyılımız başlamışken kısa bir süreliğine rahatlayabilmen için bile yardıma muhtaç olmak...

Yalanlarla, algılarla makyajlanan rezaleti görmek istemeyenler çoğunluktaysa hak ettikleri gibi yönetileceklerdir.
tarafından
Dış güçlere ne kadar diz çöküp yalvarsan da gelmiyor.

Doları 35 lirada faizi 40'ın üstünde istiyorlar.
tarafından
İşler boka sardıkça dış güç masalları tazelenir. Çünkü hala bu palavralara inanacaklar var.

"Ekonomide yaşadığımız sıkıntıların çok önemli kısmı iktisadi değil, siyasi oyunların hayata geçirilme ürünüydü." https://www.sozcu.com.tr/2023/ekonomi/erdogan-ekonomideki-sikintilar-siyasi-7780170/ Dış güçler zorla para politikasına karışıp faizleri düşürtünce enflasyon yanardağ gibi patladı.

https://www.hurriyet.com.tr/gundem/enflasyonu-gunluk-hayattan-cikaracagiz-42318620

"Bu yaz sıcağında küresel krizlerin etkisiyle ülkemizi ve vatandaşlarımızı bunaltan bir diğer husus da ekonomik sıkıntılardır." denebiliyor. Çünkü "Bu nasıl küresel kriz ki savaşan ülkelerin enflasyonu bile bizdekinin onda biri... Afrika ülkerinde bile olmayan enflasyon bizde niye var? Paramız Afganistan Afganisi, Suriye lirası karşısında bile neden değer kaybediyor? Sakın bizim akla, bilime , insafa ve vicdana uymayan yaptıklarımız şuçlu olmasın?"  diye sormayı akledemiyecek ve bilemeycek bir kitle hala var...

"Milletimizin malına ve lokmasına kasteden açgözlülere kesinlikle müsaade etmeyeceğiz." Hiç acımadan devlet işlerini ihalesiz döviz garantilil olarak bire on maliyetle kapalı kapılar arkasında yandaşlara dağıtan açgözlülere müsaade edilmemeli...

"Hayat pahalılığı ile mücadelemizi bir tarafta denetimlerin diğer tarafta tedbir ve düzenlemelerin olduğu çift kulvarlı bir şekilde yürüteceğiz." Soğan depoları basılmalı, halka en ucuz gıdayı sunan marketler suçlanmalı... Çünkü bu ülkede rekabet  kurumu diye bir kurumun var olduğunu ve bir işinin zaten bu olduğunu bilmeyen milyonlarca kişi enerji ve vergi başta olmak üzere maliyetleri artıranları değil bu marketleri suçlayacak... Asıl suçlunun aynada olduğunu bilirken rezaleti en şiddetli şekilde yüze vuracak bir muhalefetin yokluğunda dilediğin gibi es ve savur...

Halkın balık hafızası sebebiyle çok kısa sürede aynı konuda tam ters ifadeleri kullan:

12.03.2021: "İkide bir 'fiyat istikrarı, fiyat istikrarı' diyorlar ya biz onu atıp bir kenara koyduk. Şimdi yeni dönem aslında dört temelin üzerinde bina edilecek. Yatırım, istihdam, üretim, ihracat." https://www.aa.com.tr/tr/ekonomi/erdogan-ekonomik-reform-paketimiz-turkiye-yi-gelecege-guvenle-tasiyacak-somut-ve-cozum-odakli-politikalar-iceriyor/2173804

diyebilen şunu da söyleyebilir mi:

22.08.2022: "Bu sürecin sonucunda enflasyonu vatandaşımızın günlük hayatından çıkaracağız."

Der. Çünkü bu dört temeli hedeflemeyen yeryüzünde hiçbir ekonomik politikanın zaten olamayacağını, uygulanan saçmalıklarla her birinde rezalet yaşanmış bu hedeflere ulaşmak için zaten fiyat istikrarı gerektiğini hem kendin bilmiyorsun hem de bunu bilmeyen milyonları ahmak yerine koyabiliyorsun.
...