"Bir tarafta 810 milyon insan en temel gıda maddelerine ulaşmazken, diğer tarafta büyük sermaye sahipleri birkaç dakikalık turistik uzay seyahati için yüz milyonlarca doları harcayabilmektedir" diyen kişi halkının onmilyonlarcası açlık sınırı altında gelirle yaşarken ne yaptı biliyor musunuz? Kendi reklamı için elin aletine bindir gönder uzaya... Halkı uzaya baktırırken 12 ilde 73 taşınmazın, sonra da 6 milyon metrekarenin özelleştirilmesi kararları çıktı. Satacak bir şey kalmayınca sıra dağa, taşa, toprağa, orman arazilerine gelir... Korkunç hataların, akılalmaz yanlışların bedelini kim ödeyecekti ya? Ses bombaları patlatılıyorsa cebini kolla...
"Nas ( islam dininin emirleri) ortadayken sana bana ne oluor" ve 21 Nisan 2023'te "Bu kardeşiniz iktidarda olduğu sürece faiz yükselemez, Türkiye’de faiz devamlı düşecek." denmesinin üzerinden bir kaç ay geçince faizi 5 katına çıkartıp Zimbabwe, Arjantin, Venezüella'da sonra dünyanın en yüksek dördüncü faizi olan %45e çıkartan aynı yönetim... 27 Şubat 2015'te "Vatanı satmak, yüksek faizle, yüksek enflasyonla, kötü yönetimle ülkenin ve milletin kaynaklarını heba etmekle olur" diyen kimdi?
https://www.bbc.com/turkce/haberler/2015/02/150227_erdogan_yuksek_faiz
Peki beslenme yetersizliğinden ortalama zeka seviyesi gerileyen (https://www.sozcu.com.tr/iq-siralamasinda-geriye-dustuk-carpici-arastirma-p25182) ve fakirlikten nesebi kesilme noktasına sürüklenen (https://www.bloomberght.com/nufus-artis-hizi-15-yilin-en-dusugunde-2347072) halk kendisine söylenen yalanları, varlıklarının yağmalandığını anlamıyor mu? Çarşıda, pazarda, markette yaşadıklarını dış güçler heyülasının yaptığını mı sanıyor? Bir kısmı o hipnozda... Ama çoğu için muhalefet, yaşanan faciadan daha büyük bir facia...
https://www.gazeteduvar.com.tr/erdoganin-2021deki-konusmasi-gundem-oldu-birkac-dakikalik-uzay-seyahati-icin-haber-1663739
Siyasetçinin veya ekonomi yorumcusunun daha sonra her ne olursa olsun "Ben zaten böyle söylemiştim." diye haklı çıktığını iddia edebilmek veya sanki sözünün eriymiş gibi görünebilmek için lisanı birden fazla manaya gelecek şekilde esnek kullanmaları, ağızlarının iki tarafı ile de konuşmaları sık rastlanan bir durumdur.
Ama bile bile, açık açık, son derece ortada olan, inkarı mümkün olmayacak yalanları bu kadar bol kullanabilmeleri, bilgiye erişimin son derece kolaylaştığı böyle bir çağda bu seviyede pervasız, bodoslama ve utanmazca konuşabilmeleri hitap ettikleri kitlenin zihinsel kapasitesine açık bir hakarettir. Ne var ki bunun farkında olmayan veya liderlerine tapınan kitleler hala önemli büyklükte bir güruh...
Saymakla bitmesi mümkün olmayan yalanlardan bir demet:
Dünyaya satılacak kadar büyük bir rezervin keşfi ilanı ile duyurulan ve bu sebeple kısmen bedava olarak dağıtıldığı ilan edilen Karadeniz doğalgazının toplam tüketimdeki payı yüzde 0.7, yani binde 7 olduğu resmi raporlarda ortaya çıktı. Seçim gazı, seçim rüşveti olarak dağıtılan ise Rusyadan parayla alınan gazdı. İşte "Türkiye yüzyılı..."
https://www.sozcu.com.tr/dogalgaz-tuketiminde-karadeniz-gazinin-payi-belli-oldu-p25682
Ankara'da 80 yaşındaki emekli sıfırın altındaki sıcaklıkta sabah namazından evvel kuyruğa girerek sıra bekleyip ucuz et alma çabasındalar. Şanslılar çünkü başka illerde bu imkan bile yok... İşte "Emeklilerin yılı..."
2023 enflasyonu %65'miş. Bastırılmış fiyatı ile Ramazan pidesi ve fitre %85 artarken bu nasıl mümkün? Halksa nedense %130 hissediyor! Düzenli olarak enflasyon hesabında kullanılan madde gruplarının ağırlıkları yenilenir. Bu yıl gıda ve konut gruplarının ağırlıkları azaltılması halkın iyice zenginleştiğini gösteriyor!!! Bütçe yandaşa yağmalatılmaz, israfın itibar değil haram olduğu kabul edilirse, savaşılan bir düşman olmayan tersine yönetimin sebep olduğu enflasyona son verilirse, emeklinin ve emekçinin enflasyon farkına çökmeden, kul hakkı yemeden de bir ülke yönetilebilir.
Yalan bir siyaset şekli olmamalıdır. Lakin, başarı yalan söylemek zorunda kalmamak olarak tanımlanır. Ortada korkunç bir başarızlık felaketi varsa yapılamayanlar, felaketler, rezaletler ve facialar mı anlatılsın?
Modern devlet, yöneticilerin halkı ilgilendiren her türlü bilgiyi "devlet sırrı" maskesi arkasına saklayıp fiyaskoları gizlemeye çalıştığı, bu amaçla geri dönmeyen devlet kredileri ile alınan veya borazanlaşmış resmi medyayı desteklediği, gücü yetmediğini de vergi cezaları ile kuklalaştırıp, yetenekli gazeteceleri hapse yolladığı bir devlet değildir. Zaten böyle bir devlette en önemsiz siyasi açıklamalar 40 kanalda aynı anda canlı olarak yayımlanmaz. Şeffaflıktan, denetimden, hesap verebilirlikten, bağımsız yargıdan, çok seslilikten korkmaz.