İktisat - Ekonomi kategorisinde tarafından
İlgililerin bilmediği veya vurgulama zahmetine katlanmadığı bir bilgi:

"Kur Korumalı TL Katılma Hesabı" ile "Dönüşüm Destekli TL Katılma Hesabı" arasındaki en büyük farklardan biri ilkinde hesap açılış kurunun sadece saat 11:00'de belirlenmesidir. Diğerinde saat başı açıklanan kurlar kullanılır.

Dalgalanmanın büyük olduğu günlerde dikkatli olmak gerekir: Saat 15:00 kuru saat 11:00'e göre çok düşükse bu hesabı açmak büyük zarar ettirir. Aksi durumda avantajlıdır.

İki hesap türü arasında bu farkın mantıklı bir gerekçesi yoktur.

Cevabınız

Görüntülenecek adınız (isteğe bağlı):
Gizlilik: E-posta adresiniz yalnızca bu bildirimlerin gönderilmesi için kullanılacak.

5 Cevaplar

tarafından
Panik, cahillik, ne yaptığını bilmezlik içinde her gün yeni kurallar, ürünler ortaya koyarken oluşan bir tutarsızlık...

Bu sisteme mecbur kalınmasını sağlayanlar ile sistemi kotaranların bilgi, dikkat, yetenek ve zeka kapasiteleri ise tutarlı...
tarafından
Katılım bankalarında çok enteresan bir durum var. Daha fazla olması gerekirken, aynı vadeli normal hesaba verdikleri kar payının neredeyse %1 daha azını veriyorlar. Halbuki, bu hesabın bozulma ihtimali, cezası sebebiyle çok daha düşük... Üstelik vergisiz. Müşteri açısından fark eden bir durum yok. Çünkü doların artışı zaten çok daha yüksek... Hazineye, dolayısıyla da bütün halka daha yüksek bir borç çıkıyor. Fakat bir bakıma normal karşılanabilir. Diğer bankaların bir taraftan devletten %14'ten aldığı parayı öbür taraftan Hazineye %28'den satmaları bu dediğimin yüz katından fazla bir yüktür. Mevduatın üçte ikisi dövizken, cin fikirli bir para politikası ile döviz fiyatları patlayınca banka sermayelerini güçlendirmek bu politikayı icat edenlere düşse de halk ödeyecek.
tarafından
Ne dünyanın ve ülkenin şu anki durumunu ne de tarihi bilenlerin düzenledikleri bir finans ürünü, para politikası değildir.

Danışman: Bu memlekette ocak ayında hiçbir zaman negatif enflasyon olmadığını bilmemek yetmez, kur şoklarının etkisinin aylarca devam edeceğini de bilmeyeceksin. Benzer ürünlerin tarihte ülkeye akıl almaz bir zarar mal olduğundan ve eski yetkililerin "sakın bir daha kimse yapmasın" tembihinden de habersiz olacaksın. Ayrıca dünyada artan enflasyon dolayısıyla rezerv paralarda faiz artışının sermaye göçünü başlatmak üzere olduğunu takip etmekten aciz olacaksın. Dünyada hiç bir ülkenin düşünemediği, yüzlerce üniversitenin on binlerce profesörünün hayalinden geçiremediği harikalıkta bir enflasyon düşürme şekli bulduğunu sanacaksın...

Danışan ve danışılanların liyakat seviyesi karşılıklı ve dengelidir. Doların ve etkisindeki enflasyonun on katlarına ulaşma sürecinde ekonomi danışmanlarını değiştirmemek şaşırtıcı...

Vatan sevgisi ve vicdan, makam sahibinin, danışmanın kişisel çıkarlarını ve aile mutluluğunu ikinci plana atmasını; ait olduğu milletin menfaatini korumasını gerektirir. O zaman yapılanlar çok daha ciddiyetle sorgulanır.
tarafından
Kur korumalı hesapların devlet hazinesine yüklediği risk çok fazla...

Eylül 2022 itibarıyla yatırımcısına da çok büyük bir risk yükledi. Hayır, ödenmeme değil... Ödenen paranın piyasadan dolar almaya yetmemesi durumu... Baştan beri bu ihtimal vardı. Kaynağı "Kur nereye gelirse o kadar öderim." diyenin aynı zamanda "kurun nereye geldiğini" bildiren makam olması... Vadesi gelen dış borçları tarihinin en yüksek faizi ile bile çevirememe ihtimaline karşılık, dolaylı yollardan "Çarşı"dan toplamak zorunda kalmak bankalar arası piyasada oluşandan farklı fiyatlara sebep oluyor.

Zaten ekonomi yönetimi kadrolarının gerçekle bağlantılarını kopardığı, bir rüya aleminde yaşadığı biliniyordu. Borçlar, cari açık, enflasyon, bütçe açığı, dış borçlanma faizi, ev fiyatları rekorlar kırarken her şeyin yolunda olduğunu söylemekteydiler. Övünülmeye layık tek konu, enflasyon korkusuyla alımlarını öne çeken halk sayesinde ekonomik büyümenin artmasıydı. Oysa bu hem sürdürülemez, hem sadece sermayenin gelirini artıran, ücretlilerin gelirini düşüren ve bu sebeplerle hemen bütün dünya ülkelerinin reddettiği, fakirleştiren gerçek dışı bir büyüme... Neden gerçek dışı? 1) Enflasyon olması gerektiğinin yarısı kadar ölçüldüğünden şişmiş fiyatları düzeltecek bir endeks hesaplanamaz, varsa büyüme olduğundan  çok daha fazla hesap edilir. 2) Rakamlara dolar bazında bakıldığında büyüme bir yana rekor bir küçülme olduğu açık... 3) Elde edilen milli gelir 84 milyon vatandaşın değil 10 milyon sığınmacı ile 94 milyonun hasılasıdır. Bu sebeple kişi başı gelir hesap edilirken toplam rakamı 94 milyon yerine 84 milyona bölmek bu rakamın da olduğundan çok daha büyük  çıkmasına yol açar. 4) Bu tarz bir büyümenin hiçbir şeye faydası olmadığı S&P kredi derecelendirme kuruluşu kararları ile de sabittir. Bir taraftan ülke için büyüme beklentisini yükseltiyor, diğer taraftan kredi notunu Moğolistan, Karadağ, Togo, Uganda, Kosta Rika, Mısır ile aynı seviyeye indirdi. 5) Son altı yılda pandemide yaşanan daralma hariç sürekli büyüyen milli gelirden ücretlilerin aldığı pay yaklaşık yüzde 35,3’ten yüzde 26,3’e kadar geriledi. Türk-İş'in Kasım 2022 raporuna göre, Ankara’da yaşayan dört kişilik bir ailenin asgari “gıda” harcaması bir önceki aya göre %4,87 arttı. Açlık sınırı 7 bin 785 lira olurken yoksulluk sınırı da 25 bin 365 lira oldu. Açlık sınırı asgari ücreti 2 bin 285 lira aştı.

Şimdi ise, merkez bankası kurları piyasa kurlarından ayrışmaya başladı. Elbette daha düşük tarafa doğru... 2022-9-27 günü belirlenen Merkez Bankası kurları saat 15:00 için alışta 18,4912TL. Oysa piyasada 18.569TL alış, 18.588TL satış. Yani piyasadan o doları alabilmek için bankadan alınan paranın üzerine 10 kuruş civarında eklemek gerekiyor. Miktar büyük değilse önemsenmeyebilir. Buradaki asıl mesele "Vadeyi yenilediğimde, üç ay sonra bu fark 2-3-5 liraya varacaksa şimdiden buradan çıkıp 10 kuruş fazlasıyla doları alayım." diyenlerin sayısı ne olacak?

Kendisine bu kadar senelik saltanat sunan fakir halk kitlelerine ihanet eden, bu mevduat sahiplerine mi etmeyecekti? Şimdi sıra, "dolarınızı bozdurup liraya geçin" sözüne uyanların elde ettiği kar(!)dan fazlasını elde edemeyecek olan sosyal konut ve borsa müşterilerinde...

Kuyuya atılan taşı çıkaracak birileri gelinceye kadar daha neler yaşanacak?

Edit: Sanırım bugün yeni bir kırılma günü: 13 Ocak 2023 saat 15:00 itibarıyla serbest piyasada dolar kuru alış - satış 19.14 - 19,17 iken TCMB KKM'ye esas dolar alış kuru 18.7953. Gerçek dünya ile hayal dünyası arası 35 kuruş fark var. Yukarıdaki öngörünün gerçekleşme yolunda olduğuna dair bu durum KKM müşterilerini ürkütürse hükümetin korktuğu sandığından çok daha erken başına gelecek... Muhtemelen resmi kanallardan döviz satmaya zorlanan şirketler olsun, duruma uyanan KKM müşterileri olsun bankaların kazık fiyatlı ve vergili kurlarından dolar almaktansa Çarşıya yöneldiler. Bu da kuru patlattı.
https://www.tcmb.gov.tr/wps/wcm/connect/TR/TCMB+TR/Main+Menu/Istatistikler/Doviz+Kurlari/Saat+Basi+Belirlenen+Doviz+Kurlari+ve+Altin+Fiyatlari/

Kur korumalı hesap, olmayan bir kura karşı koruyor.

"Kur artışına karşı korumalı hesabı yapmayın, bu bedeli ödeme riski devleti batırır!" diye uyaranlar ahlaki seviyenin buraya gelebileceğini öngörememişler.

Çiftlikbank gibi dolandırıcılık örneklerinin neden bu topraklarda bu kadar çok olduğunu anlamak kolaylaşıyor.

Edit2: 28 Nisan 2023 saat 15:00 itibarıyla serbest piyasada dolar kuru satış 20.40 civarında iken TCMB KKM'ye esas dolar alış kuru 19.4653. Gerçek dünya ile hayal dünyası arası fark 1 liraya yakın... Yönetime inanç bağlamında destek veren kardeşlerim! İnanç, vicdan ve ahlak vermiyorsa o inanç bizlerin de bağlı olduğu inanç mıdır? Vicdan ve ahlak varsa insanlar aldatılarak dolandırılabilir mi? Sahtekarlık yapılarak açık açık kul hakkı yenebilir mi? "Aldatan bizden değildir."
tarafından
‘KKM için ne kadar kamu kaynağı harcadın?’ sorusuna TCMB bürokratları ‘TBMM'ye bilgi vermem’ diyor.  Demokrasilerde KKM’nin veya başka bir harcamanın Merkez Bankası’na dolayısıyla milletin sırtına bindirilen yükü gizlenemez.

Niye maliyeti söyleyemiyorsun? Çünkü söylenebilecek gibi değil... Hazinenin ödeyeceği 100 milyarın üzerine ilave olarak 200 milyar liranın üzerinde olabilir. Halka, "bu ödediğim parayı senden doğrudan veya dolaylı kanırta kanırta alacağım." diyebilir misin? Olacak borç, vergi, para basarak enflasyon vergisi hepsi fakiri daha da fakirleştirecek. Zaten ne denmişti: "Öyle bir model kurduk ki dar gelirli hariç herkes mutlu... Biz mutluyuz yani, siz de artık ister yaşayın ister ölün."
...