İktisat - Ekonomi kategorisinde tarafından
Büyüklerimiz herşeyin doğrusunu bilir derler.

Vaktiyle "Nas ortada dururken, sana bana ne oluyor?", "Bir müslüman olarak benden başka bir şey beklemeyin" denilerek Merkez Bankasının faizi %8,5'e düşürülmüştü.

Şimdi ise faizi artırıp fazilet elde edeceğimiz söyleniyor. Beş katı olan %42,5 seviyesine yükseltildi.

Şimdi, yeni bir vahiy inmediğine göre, dinin hükümleri aynı kalmışken, yönetim, dinini değiştirmiş mi oldu? Dinini değiştirmek günah değil mi?

Gelecek seçimler ortada dururken, bu sebeple yandaşı ve aç karacahilleri beslemek gerekirken gelecek nesiller kimin umrunda!

Cevabınız

Görüntülenecek adınız (isteğe bağlı):
Gizlilik: E-posta adresiniz yalnızca bu bildirimlerin gönderilmesi için kullanılacak.

3 Cevaplar

tarafından
Girdiğin dine göre sevap, çıktığın dine göre günah olabilir.

Faizi düşürerek halkın parasını zengine bedavaya kredi olarak verilmesi, yani "ucuz kredi" ile, sahte enflasyon rakamları ile sağlanan "emek sömürüsü ve köleleştirme" ile zenginlere, yandaş zombi şirketlere destek sağlama dininin prensipleri daima korunur.

Spor müsabakalarına dayalı müşterek bahislerde vergi oranlarının yarıya indirilmesi de bu dine uygun bir karardır. Açlık seviyesindekilere gidin kumar oynayın demek gibi... Nasa göre faiz düşmeli, ama kumar teşvik mi edilmeli? Bir çok gıda madddesi vergisi %8 iken kumar vergisini %5e indirmek oldukça ilginç bir dini yaklaşım... İflas ettirdiğin yapının ayakta kalabilmesi için müslümanları soykırıma uğratanlarla ticaret rekorları kırmak da bu dine uygundur. "Herşeyi yap da yeter ki saray da otur" dini...

Soygunu helal kılan bir din varsa o dine uygun öyle çok eylem var ki...

Bu arada, Azerbaydan şarabını vergisiz ithal etmek için karar almak, Nass'a uygun mu?

Birileri zengin olsun diye Somali domuz etini vergisiz olarak ithal etme iznini tahsis etmek mukaddesata uygun mu?

Uyuşturucu ve beyaz kadın ticareti de olur mu acaba diye düşünmeyin, çünkü onlar uluslararası yasalara aykırı... Yoksa, o işlerde de çok büyük para var...

Akla gelen işlenebilecek bütün günah çeşitlerinin istisnasız olarak gerçekleştirilmesi gereken bir din olabilir mi?

Yalan ve aldatma günahı: Sayısız örneği var. "“Yeni vergi yok, oranlar da artmayacak!” "Görevde olduğum sürece faizler düşecek"....

İsraf: İtibardan tasarruf olmaması için bol saray bol makam uçağı... yetimin hakkını sakın düşünme

Beytülmale dadanma: Büyük ihaleleri hep aynı grupların alması, denetim dışına çıkarılan ülke varlıkları... Anayasal hukuki koruma ile hazineye bağlanan onlarca yıl gelir garantili soygunlar... Rekabete kapalı nepotist soygun düzeninde beşli çete ile beraber hazineyi haraca bağlayıp ülkeyi yatırım yapılamayacak kadar hukukun dışında bir duruma getirmek, bu suretle ülkeyi bir krizden öbüre savurmak...

Rüşvet ve rüşvetsi durumlara sonsuz hoşgörü: Avrupa 100 euroluk haksız kazanç şüphesi bakanları, başbakanları, belediye başkanlarını istifaya götürürken, istifa ile bile kurtulamayıp soruşturma ve mahkemelerle muhatap olurken bizde de küçük hırsızlıklara da izin verilmemelidir.  Bunlara göz yumulursa devletin bütün bütçesini, merkez bankasının kasasını boşaltırlar, kendilerine saraylar yaptırırlar, kendilerine uçak filosu alır, yüzlerce araçlık konvoyları olur, çocukları krallar gibi yaşarlar, bütün sülalesi  torunların tamamı ABD vatandaşı olur. Sonra sizin yangın söndürme uçağınız bile olmaz, saatlerce ayazda ekmek kuyruğunda beklemek zorunda kalırsınız. Hırsızın suçu var ama ev sahibinin de kapıyı kilitlemesi ve küçük hırsızlıklara da göz yumması gerekiyordu. Hala da gerekiyor. Seçim zamanı halk kesimleri, işçi, memur, köylü, çiftçi, esnaf, emekli, öğretmen, kamu görevlileri, işadamı vaat olarak kendilerine ne verileceğini sorguladıkça durum düzelmeyecektir. Tek istemeleri gereken partilerin devlette hırsızlığı engelleyecek nasıl daha etkili sistemleri tasarladıklarını anlatmalarıdır. Başka hiçbir şey.

Yağma: 1) Almanya’da düzenlenen Avrupa Şampiyonasıda İngiltere Federasyonu sadece Milli Takım kafilesinin masraflarını karşıladı. Fransa kafile dışında 27, İsviçre 14, İspanya 40 ve Portekiz de 33 davetli götürdü. Bizim Futbol Federasyonu 613 misafir davet etti. 2) Bakan kendi şirketine devletin arazisini tahsis edip, binlerce ağacın kesilmesine ve milletin parasıyla kendi tesisine altyapı yapılması anlaşması yapmak. 3) Şehir içindeki askeri arazilerin şehir dışına çıkarıldığında boş kalan arazilerin halkın tamamının kullanımına açılması yerine lüks siteler inşaa edip satarak milyonlarca dolar cukkalamak.

Dini konularda bile kayırma ve kul hakkı: Cami avlusunda siyasi miting düzenleyebilecek vahşilikde din istismarı yapılırken torpilli hacılık: 10 yıldan uzun süre kura bekleyenler varken siyasi ve idari makam sahiplerinin her istedikleri zaman ve üstelik aile efradıyla birlikte hacca gidebilmeleri...

İbadetin önlenmesi: Hac organizasyonundan kâr edilecek şekilde yüksek ücretler belirlenmesi ilgili vakfın gelirleri arasında hac organizasyonu gelir kaleminin de sayılması, hacca gidenlerden de alınan yurtdışı çıkış haracının 20 katına yükseltilmesi, diyanetin en ucuz götürdüğü hacıyı 6500 $’a götürürken diğer İslam ülkelerinde bu fiyatın yarı yarıya kadar düşebilmesi...

Faiz: Faiz lobisi faiz lobisi diye dolanan ben faize karşıyım deyip dünyanın en yüksek reel faizini öderken bu sebeple çöken bütçeyi düzeltebilmek için acımasız vergileri getirmesi... İlkokulu bitirebilmiş ve idiot seviyesi üzerinde herkesin rahatlıkla bilip anlayabileceği hakikatleri sanki bilmezmiş gibi, bir yandan ceplerini doldururken milleti ve devleti bir duvardan öbürüne çarpıp çarpıp durmak...

Köleleştirme aşkı ve insaları korkutma günahı: Sadece işçilerin her türlü hakkını elinden alıp ücretiyle karnını doyurup kirasını veremyecek duruma getirmek için emeklilik ve sendikal haklar dahil her türlü kanuni haklarını budamak yetmez.... Ayrıca "Ben TÜİK değilim. Her türlü rezaleti örtbas etmekle ilgili bir görevim yok." deyip serbestçe fikirlerini ifade edebileceğini düşünenleri en kısa sürede zindana tıkmak da gerekir. "Tehdit edelim, hapis korkusu, vergi cezsaı korkusu, işini kaybetme korkusu ile kimse konuşmasın, kimse eleştirmesin, kimse sesini çıkarmasın, herkesin başını yumrukla ezelim. Özgürlük, hak, hukuk adalet taleplerini kimlik ve şahsi kavga çatışmasına dönüştürelim. Despotluğumuzla korkutup boyun eğdirelim, sindirelim zulmümüze ses çıkaramasınlar. Rüşvetle bağladıklarımızıda menfaatlerini kaybetme korkusu ile zaten zulme rıza gösterecek şekilde kuklalaştırmıştık. Düşünemeyen geniş kitleleri de dış düşmanlar heyülası ile korkuttuk. Hakkı hakikati söyleyemez yanlışa yanlış diyemez hale geldiler."

           Ali İmran 175: "Bakın, bu şeytan ancak kendi yandaşlarını korkutur. Mümin iseniz onlardan korkmayın, benden korkun."

Şuranın terki: 600 adet ballı maaşlı parmak kaldırma makinesini etkisiz elemana dönüştüren bir sistemde imzalı boş bir A4 kağıdına yazılanlar kanundur. Alınan kararları tasdik ettiği sürece sürece varlığı hoşgörülebilen bir tiyatro meclisi... "Danışman sıfatlı dalkavuklar heyetinin kalibresi yok mu?" İçi bomboş bir davul, etrafında içi bomboş davullar arar.

Dilsiz canlıları yok etme: Köpeklere yapılacakları anlatmaya gerek yok. Bilinmesi gereken kavram: Gayretullaha dokunmak: Yapılan işin ilahî gayreti harekete getirmesi, Allah'ın tüm gazabını üzerine çekmesi ile sonuçlanacak bir eylemde bulunmak anlamına gelir. Zulmün helak kararını gerektirecek seviyeye ulaşması için gereken eksik kısmın tamamlanması için ilave dinsizlikler... Burada edilecek dua: Şahit olduğu zulümleri durdurmaya güç yetiremeyenlerin celal sıfatını gösterebilecek yüce Allah'tan yine onun merhametine sığınmasıdır.

Yanlışlıkla bir kediye çarpıp zarar veren kimsenin üzülmesi, kahrolması için normal bir insan olmak yeterlidir, ayrıca müslüman olmaya ihtiyaç yoktur. Milyonlarca insanın hayatını cehenneme çevirip en küçük bir utanma, yazıklama, vicdan işareti vermeden saraylarda keyif sürebilmek neyi gerektirir? İnsanların düşünmekten kaçmasına, siyasi liderlerin putlaştırılması eğiliminin gücüne, besleme medyaya, önünü ilikleyen yargıya, verilen zararları açıkça gördüğü ve yaşadığı halde hala inanmamayıp putuna tapmaktan vazgeçmeyen güruha, hitabetin hipnozlama gücüne... Hak ve hakikat şöyle bir kenarda dursun, her seçimde "mızrakların ucuna takılı Kur'an sayfaları" işe yaramıştır.
tarafından

Bile isteye enflasyona sebep olarak kul hakkını yemenin helal bir iş olduğunu sananlar!

"Neymiş efendim, faizleri düşürüyormuşuz. Benden başka bir şey beklemeyin. Bir müslüman olarak naslar neyi gerektiriyorsa onu yapmaya devam edeceğim. Hüküm bu" deyip kasa tamtakır kalınca faizi kat kat artırırken tek kelime etmeyenler ve bu duruma destek verenler!

Maun suresinin manasını anlamaya hiç yanaşmayıp yandaş semirtme uğruna sermayeleri eritilen bankaları fakirin yetimin hakkı ile sermayelendirenler!

Sorumsuzların ihmali ve zengin sevicilik sebebiyle maden katliamlarında insanlar ölürken "kader ve fıtrat" gibi dini kavramları kullanıp kendilerini ye'cüc ve me'cüc kavimleri kalabalığında ordularla korutanlar!

A'râf / 31. ayet israfı yasaklarken ve milyonlarca insan açlık sınırının yarısı kadar gelir sahibiyken saraylar ve uçaklar koleksiyoncusu, uzun konvoy rekortmeni olanlar! 330milyon nüfuslu süpergüç ABD'nin meclisi 535, 144 milyon nüfuslu Rusya'nın 450 milletvekili varken, 85 milyonluk bir ülkede 2 yılda emekli olma hakkına sahip 600 milletvekilliği çiftliğini kuranlar! Sarayında günde 3365 emeklinin veya 1979 asgari ücretlinin maaşı kadar parayı harcayanlar! Nemrut'un, Firavun'un ve Karun'un sonunu unutanlar!

“Aranızda mallarınızı haksızlıkla yemeyin” (Bakara 2/188; Nisâ 4/29), "Ey iman edenler! Kendinizin veya anne babanızın ve akrabanızın aleyhine bile olsa adaleti ayakta tutun" Nisa 135 ayetleri varken kayırmacılıkla adamlarının vergi borçlarını silip kıl olduklarına vergi cezaları bindirerek mahkemelerde süründürenler..

"Şüphesiz ki Allah adâletli davranmayı, iyilik yapmayı ve akrabayı görüp gözetmeyi emreder. Her türlü hayâsızlığı, kötülüğü ve azgınlığı yasaklar. Düşünüp ders almanız için size böyle öğüt verir." (Nahl 90) ayeti varken pervasız bir utanmazlıkla bol bol yalan söyleyenler!

"..Verdiğiniz sözü de yerine getirin. Çünkü verilen söz, sorumluluğu gerektirir." (İsra 34) ayeti varken tutmayacağını, tutulmasının mümkün olmadığını bile bile cahil insanları kandırmak için söz verip palavradan vaatlerde bulananlar!

"Harun olmak için gelip Karun oldular" derken gerçekte Karun kadrosu talep edenler!

En'am suresi 70. ayeti bir okuyun:

"Dinlerini bir oyuncak ve bir eğlence edinen ve dünya hayatının aldattığı kimseleri (bir tarafa) bırak! Kazandıkları sebebiyle hiçbir nefsin felâkete dûçar olmaması için Kur'an ile nasihat et. O nefis için Allah'tan başka ne dost vardır, ne de şefaatçı. O, bütün varını fidye olarak verse, yine de ondan kabul edilmez. Onlar kazandıkları (günahlar) yüzünden helâke sürüklenmiş kimselerdir. İnkâr ettiklerinden dolayı onlar için kaynar sudan ibaret bir içecek ve elem verici bir azap vardır."

tarafından

"Neymiş efendim, faizleri düşürüyormuşuz. Benden başka bir şey beklemeyin. Bir müslüman olarak Nas’lar neyi gerektiriyorsa onu yapmaya devam edeceğim." 19 aralık 2021

Bir müslüman olarak yapılmayacak şey 1) Yaptığı işi ve sonuçlarını bilmemek 2) Biliyorsa, bile bile halkın parasını enflasyon ve yasal düzenlemelerle zengine transfer ederek insanları aç ve evsiz bırakmamak  3) Halkın serveti ve geliri olan parayı devlet işlerinde harcarken, harcamaların açık rekabetle en ucuza ve en kaliteli şekilde yapılması için bütün imkanları seferber etmemek, halkın parasının kapalı kapılar arkasında yağma ve talan edecek soyguncuların peşkeş komisyoncularından biri olmak 4) İşler olacağına varıp uçurumdan yuvarlanınca indirilen faizi 6 katına çıkarmak zorunda kalındığında "pardon nas da müslümanlık da o değilmiş, veya oymuş ama ben müslümanmıymışım?" demek zorunda ve utancında kalmamak 5) Saray konforunu koruyacak şekilde bir sonraki seçimi kazanabilmek için hoyrat bir vicdansız gibi tüyü bitmedik yetimin bugününü ve geleceğini acımasızca satmamak, har vurup harman savurmamak... 

...