Obezitenin 200'den fazla hastalığın sebebidir. Obezite olmasaydı, Tip 2 diyabet başta olmak üzere pek çok kronik metabolik hastalık çok çok daha az görülür veya hiç olmazdı. Tip 2 diyabet, yağlı karaciğer, hipertansiyon, koroner arter hastalıkları, inme, kalp yetmezliği, uyku bozuklukları, depresyon, kaygı bozukluğu, kanserler, romatizmal hastalıklar, gut, topuk dikeni, polikistik over, kısırlık, idrar kaçırma, astım, uyku apnesi bu hastalıklardandır. Obezitenin, yağ dokusu artışıyla karakterize, kronik ve ilerleyici bir hastalık olup tanı için beden kitle endeksi tek başına yeterli değil, bel çevresi ölçüsü önemli… Bel çevresi kadınlarda 90, erkeklerde ise 100 cm üzerindeyse obezite vardır. Genetik yatkınlık, hormon hastalıkları, bazı ilaçlar, sosyoekonomik düzey, kültürel ve çevresel etmenler, stres faktörleri, uyku uyanıklık döngüsünün bozulması, yüksek kalorili besinlerin tüketilmesi obeziteyi artırır.
İnsülin direnci eksseryetle obezite ile anılır, insülin hormonu kandaki şekerin hücrelerce alınmasını ve enerji olarak kullanılmasını sağlar. İnsülinin şekeri hücrelere sokma yeteneğinin azalmasına insülin direnci denir. İnsülin direnci kilo fazlalığı ve obezite ile eş anlamlıdır. Yağ dokusundaki artış insülin direncinin en önemli nedenidir. İnsülin direnci obeziteye değil obezite İnsülin direncine yol açar. Bu direncini tespit eden ve herkesçe kabul edilmiş bir metot ve eşik değer yoktur. İnsülin salınımını birçok faktörün etkiler ve insülin seviyesi gün içinde sürekli değişir. Bel çevresi geniş, kan şekeri, kan yağları veya kan basıncı yüksek olan herkeste insülin direnci olduğunu kabul edilir. Kan dolaşımındaki glukoz dokulara giremediğinden sık acıkma, özellikle şekerli ürün yeme isteği, sürekli yorgunluk ve uyku hali, konsantrasyon güçlüğü görülür. Aşırı kalori alınmamalıdır. Aşırı kilo alımının en önemli nedeni şeker, şekerli içecekler, rafine edilmiş karbonhidratlar olan pastane mamulleri, beyaz ekmek, paketlenmiş gıdalar ve üzüm, incir, kavun, karpuz gibi lifsiz yaz meyvelerini kontrolsüz tüketmektir. Bu ürünler kilo alımını arttırır ve insülin salınımını tetiklerler. Bitkisel lif tüketimi ne kadar arttırılırsa insülin salınımını o kadar kontrol edilir. Bu sebeple özellikle bitkisel ağırlıklı beslenilmeli ve karbonhidrat kaynağı olarak baklagiller, tahıllar tercih edilmelidir. Beslenmeyle ilgili bir faydalı br alışkanlık uzun açlık süreleri yaratmaktır. Akşam saat 18.00'den itibaren yemek yenilmemesi ertesi sabaha kadar bağırsakların dinlenmesine ve insülin salınımının azalmasına yol açar. Uzamış açlık dönemlerine neden olan aralıklı oruç uygulaması da açlık süresini uzatarak aşırı insülin salınımını düşürür.