İktisat - Ekonomi kategorisinde tarafından
Çok kavramaya çalıştım. Çok az kişiye faydası olan bir sistem kısaca nasıl açıklanabilir? En kısa ne şekilde söylenebilir? Geniş halk kitlelerini yoksullaştıran bir işe neden devam edilir? Uzun lafa gerek yok. Gücü veren yoksulları ve orta gelirlileri ezdiğin zaman sonucu ne olur? Seçimden sonra başlıktaki ders bütün siyasetçiler tarafından öğrenilmiş olacak.

Cevabınız

Görüntülenecek adınız (isteğe bağlı):
Gizlilik: E-posta adresiniz yalnızca bu bildirimlerin gönderilmesi için kullanılacak.

29 Cevaplar

tarafından
“Ülkeyi bir üretim merkezi haline getirecek ekonomik dönüşümü gerçekleştirmeye kararlıyız. Bunun biraz acı verici bir şekilde geçeceğini hesaplamıştık. Acının şiddetini artıran şey savaş oldu. Kararlılığımızı halka ve uluslararası topluma hissettirmeye çalışıyoruz.” denmiş.

“Üretim merkezi” olmak için uzun vadeli bir güven sağlamak gerekir. Senin merkez bankan bile üç ayda bir enflasyon tahinlerini yarı yarıya artırırken ne yerli ne yabancı yatırım yapmaz. Önceden yatırıma karar verenler bile vazgeçer. Değil merkez olmak, kendine yetebilecek üretimi dahi yapamazsın. Her gün her şeyin fiyatı artarken, halk yoksulluktan kırılırken “dönüşüm” Afrikalı aç insanlar ülkesi şartlarına doğru olur. Yabancı, borsadaki varlığını ve devlet tahvillerini satıp fiyatı bastırılmış dövizi alarak arkasına bakmadan kaçıyor.

“Hesaplanan”, planlanan herhangi bir şey olsaydı cinnet kararları sonrası hemen her gün yeni düzenlemeler duyurulmazdı. “Acı verici:” Biz halkı fakirleştirdik, halkın cebindeki parayı alıyoruz. Halkın fakirliğini giderecek yolları da tıkadık. Neyle? Mevduat faizini indirdik. Kur korumalı mevduat çıkardık. Onun da getirisini aşağı indirip tıkadık. Tek gideceği yer döviz ve emlak. Mendil açıp, borçları erteletip bulunan dolar piyasada satılıyor. Nerden geldiği bilinmeyen 28 milyar dolar olmasaydı acaba dolar fiyatı ne olurdu? Yine de halk güvenmediği için 215 milyar dolarlık döviz mevduatını bozmuyor. Hesap verilebilirliğin olmadığı yere demokrasi nasıl denebilir? Hesap sadece seçimde verilmez, kurumlar dönem dönem mecliste sorulara cevap vererek hesap vermeliler. “Kur korumalının maliyetini meclise açıklamam” da ne demektir?

“Savaş” ne kadar olumsuz etkiler? Gıda bulmak için kapısına gittiğin savaştaki ülkelerde bile enflasyonun bizdekinin beşte biri olması ne manaya gelir? Destekli salla…

“Kararlılık” hissediliyor. Bu sebeple dünyanın gözünde kredi notun iflasa çeyrek kalmış kabile devletleri seviyesinde… Dünya, "borç istersen tefeci faizi ödemelisin" diyor. Kendi halkın da hiperenflasyona gidiş kararlılığını hissediyor ve bulduğu parayla aynı kararlılıkla döviz, fiyatı üç katını aşan emlak alıyor.

Hemen bütün ekonomik rakamların kötüleştiği bir kabus yaşatanlar utanmaları gereken tablo ile öğünmeye kalkacak kadar milletini koyun sanıyor... Bir ülkeyi yıkmaya çalışan hiçbir düşmanın yapamayacağı bir yıkım oldu ve sürüyor.

https://www.gazeteduvar.com.tr/nurettin-nebati-aci-verecegini-hesaplamistik-haber-1585791

https://tr.investing.com/news/economy/bakan-nebati-yeni-ekonomi-modeli-bir-donusum-ve-bunun-ac-verici-olacagn-hesaplamstk-2369571
tarafından
"Ekonomik kriz", "iktisadi buhran"... Bu sözler, tabloyu adlandırmada, açıklamada yetersiz kalıyor, faciayı karşılayamıyor. Çünkü yaşananlar ekonomi sınırının çok çok ötesinde çökertecek ağırlıkta bir güven bunalımı... Çünkü...

Müslüman müslümana değil, insan insana bunu YAPAMAZ. Bu OLAMAZ.

Sistem değişirken 2017'de 25.157.463 kişi, yönetici seçilirken 2018'de 26.330.823 kişi yanıldı mı? Elbette bir kısım, faydalandığı için kendisi bakımından haklıydı. Ama büyük çoğunluk? Büyük çoğunluk, hem bu tarihlerde hem de 20 yıl önce, perişan olacak halkın bedduasından ve kul hakkından korkarak soygunculuk yapmayacak kişileri seçtiğini sandı.

İnsan olan, bir bardak su verene minnettar kalır, ona değil zarar vermek bir iyilikle karşılık vermenin yolunu arar. Neredeyse bir nesil boyu elemelerden geçerek gel, seni tanıdığını sanarak güvenip tekrar saltanat verenleri de vermeyenleri de doğduğuna pişman et... Özellikle de destekleyenler, yaşadıklarına, karşılaştıkları duruma inanamıyor. "Bu yapılamaz, olamaz, mümkün değil" diyor. Mantığın imkan verdiği her şeyle açıklamaya, hoş görülecek taraf aramaya çalışıyor ama bu akıl almaz ihaneti anlamlandırılamıyor. Cami avlusuna işeyen köpeğin bilgisizliği ve şuursuzluğu gerekçe gösterilerek belki eceline hükmedilmeyebilir. Ama, en azından yaptığının sonucunu görerek "Kendi yemek yediğim çanağa ne yapıyorum?" sorusunu sormayanın böyle bir mazereti de yok...

En büyük siyasi sermayesi nedir? Psikolojik inkar mekanizması...

Nasıl? Geçmişte oy verenler kendi kendilerine şunu telkin edecek: "Ben, kendime bu kadar zarar verecek bir seçimi yapmış olamam. Hayır, bir geri zekalının, bir ahmağın bile yapmayacağı bu tercihte bulunacak kadar aşağılık ve değersiz biri olamam. Kısa bir süre sonra, bir şekilde uyanılacak bir kabus yaşıyorum. Her şey düzelecek." Bu, sadece düşünce yapısını felç ederek, realiteden gerçeklerden bağını koparmaya yetecek hipnoz masallarına açık bir zihne yol açar. Bir kısım insan bir yere kadar böyle gitse de uyanış kaçınılmaz...

Demokrasinin hem eksikliği hem de fazileti: Halkın yanılma hakkı, yetki verilenin süre ile sınırlandırılmasıyla, mahkemenin kadıya mülk olmaması ile telafi edilebilir mi? Arada halkı büyük bir şaşkınlıkla derin bir kabusa sürükleyecek işler yapılırsa... Sokrates'in idamı telafi edilebilir mi? Edilemez. Bardağı taşıracak işlerde seçimin müeccelden muaccele dönüşü anayasada yer alırsa durumu hafifletir. Ama daha iyisi bulunana kadar bu...
tarafından

Aralık 03, 2021: "Altı aylık bir süreç öngörüyoruz. Zor olanı seçtik ama 4-5 aya toparlanacağız, 6 ay sonra ise meyvelerini yiyeceğiz. Vatandaş da bunu hissedecek. Üretimle yabancı yatırımcıların dikkatini çekeceğiz. Çin böyle büyümüş. Biz onlardan daha avantajlıyız. Biz pazara daha yakınız."

https://www.hurriyet.com.tr/gundem/erdogan-ekonomide-yol-haritasini-anlatti-cin-de-boyle-buyudu-41952854

Kasım 02, 2022 "İstihdam, üretim, ihracat, cari fazla yoluyla ülkemizi büyütmek olarak özetlediğimiz ekonomi modelimiz meyvelerini veriyor."

Yanlışlıkla farklı bir ülkenin rakamları verildi herhalde ki

Ağustos 2022 itibariyle 12 aylık cari açığı 40.9 milyar dolar olduğunu ve rekora gittiğini, Ağustos ayında Sanayi üretiminin yıllık sadece %1,0 arttığını, Eylül ayında ihracatın sadece %9,2, ithalatın ise %38,1 arttığını, işsizlik oranı 2021 haziranında mevsimsellikten arındırılmış olarak %10,4 iken yeni cinnet ekonomisi ile 2022 Martında %11.5 seviyesine yükseldiğini bilseydi meyvelerin zehirli olduğunu görecekti. Liraya güvenenlerin varlıklarının gasp edildiği ve ülkenin toplam borç stokunun akıl almaz bir hızla çok kısa bir zamanda füze gibi yükseldiği (Eylül 2021'de 2.2 trilyon iken %68,5 artışla Eylül 2022'de 3,7 trilyon liraya ulaştı ki ayrıca gizli borçlar var.) bir meyveden istifade edebilenlerin faiz lobisi ve bazı çok büyük sermayedar olduğu bir durum... Elbette bir devlet başkanı doğru olmadığını bildiği şeyleri halkın gözünün içine baka baka söylemez. Kağıtlar karışmış veya sehven söylenmiş olmalı...

https://www.sbb.gov.tr/mart-2022-istihdam-verileri/

https://www.hmb.gov.tr/kamu-finansmani-istatistikleri

tarafından

Bir başkasının duygularını, içinde bulunduğu durum veya davranışlarındaki motivasyonu tam olarak anlamak (empati) kişilik gelişmesinde çok önemlidir.

Yeni ekonomik modeli ortaya koyanların bu gelişimine katkı vermek herkesin görevidir.

Bu kişiler, yılların emeği olan birikimlerinin çöpe dönüşmesini dehşet içinde izleyen halkın bu travmasını bizzat yaşayabilirlerse bu gelişimlerine destek olunmuş sayılır.

Elbette milyarlarca dolarlık servet ve milyonlarca dolarlık gelire sahip olanların bu duyguları bizzat yaşamaları çok zor. Ama hiç olmazsa ucu ucuna denkleştirip hayatta kalmaya çalışanların, her markete, çarşıya, pazara gidişinde yükselmiş fiyatlarla karşılaşınca yaşadıkları gerilimi, korkuyu ve acıyı denemeleri çok yararlı olur. Anasını, çocuğunu muayene ettirebilmek için verilen amansız uğraşlardaki sıkıntıyı; ilaç bulabilmek için yaşanan dehşetli mücadeleyi; deprem, sel, yangın durumlarında yaşanan benzersiz çaresizliği bizzat teneffüs etmeleri olgunlaşmalarına ciddi destek verecektir.

Biraz olsun bu deneyimi hissedebilmeleri için, saltanat kayığından inerek mahkemeler önünde temize çıkma çırpınışının heyecanını yaşamalarına bütün halk olarak destek vermek insani bir ödevdir.

tarafından
Yeni ekonomik modelin faydalı sonuçlarından biri: Yaşadığı yerde dilediği konutu almaya gücü yetenler, oldukça kısa bir sürede ancak dağ başında yapılması muhtemel konutlardan birinin kurada çıkma ihtimalini satın almaya gücü yetebilecek seviyeye çökertildi.
Diğeri: Otelde pansiyonda kalmaya parası yetmeyen tatilcinin gırtlağına yapışıldı: Çadır vergisi alınacak...
Öbürü: Yarım simit satılmaya başlandı.

Başka: Boş baklavadan sonra şerbetsiz baklava: Baklavada kullanılan Antep fıstığı ve şekerin zamlanması boş baklavadan sonra ‘şerbetsiz baklava’ dönemini başlatıyor

https://www.sozcu.com.tr/2022/gundem/bos-baklavadan-sonra-serbetsiz-baklava-7182053/

Başka: Elazığlı Fırıncı: "Bayat Ekmekleri Eskiden Hayvanlara Gönderiyorduk. Şu An Elimizde Bayat Ekmek Kalmıyor"

https://www.haberler.com/yerel/elazigli-firinci-bayat-ekmekleri-eskiden-14951362-haberi/

Başka: Boş baklavadan sonra, boş tost dönemi Gaziantepli bir tostçu, ekmeğin arasına ketçap ve biber koyarak yaptığı ‘Boş Tostu” 2 TL’den satınca sosyal medyada gündem oldu.

https://www.sozcu.com.tr/2022/gundem/bos-baklavadan-sonra-bos-tost-donemi-6947962/

Et tüketimi yarı yarıya azaldı.

https://onedio.com/haber/turkiye-de-kirmizi-et-luks-oldu-et-tuketimi-5-yilda-yari-yariya-dustu-1081993

Bir kilo peynirin fiyatı bir kilo eti geçti.

https://www.msn.com/tr-tr/haber/diger/peynirin-kilosu-k%C4%B1rm%C4%B1z%C4%B1-eti-ge%C3%A7ti-i%C5%9Fte-vatanda%C5%9F%C4%B1n-cebini-yakan-zamm%C4%B1n-arkas%C4%B1ndaki-sebep/ar-AA14izDY

Kesin Nobellik bir model...

Süt ürünlerinin, temel gıdanın üretimi azaldı. Ekonomi büyümüş sabit gelirlinin haberi yok. Ekonomi sadece kendi çevresindekiler için büyüdü. Sizin yüzünüzden memur, işçi fakirleşti. Kiracı - ev sahibi, işçi - işveren barışı bitti. Sizin yüzünüzden bu ülkenin tertemiz insanlarının onuru çiğnendi. Emekli, dokunsan ağlayacak durumda… Bu yoksulluk insanların haysiyetlerini koruma mücadelesine döndü. Cumhuriyet tarihinin en yüksek üretici enflasyonu yaşandı. Böyle bir enflasyonu bu millet görmedi. Modelin sonucu, gençlerin kaçıp kurtulmak istediği bir ülke var artık. Ekonomiyi bitirdin. Fakiri, orta gelirliyi bitirdin. Hatta bir kısım zengini bile bitirdin. Kendini, partini, siyasi akımını bitirdin. Bedeli de sadece ve sadece "seçim kaybetmek", öyle mi?
tarafından

Dünden kalan bayat simit ve poğaça olduğu ve 3 TL’den satıldığı yer alıyor.

https://www.yenicaggazetesi.com.tr/vatandas-dunden-kalan-pogacaya-muhtac-oldu-vah-benim-turkiyem-vah-730697h.htm

tarafından
Yeni ekonomik model kadar parlak bir fikir, 1914 yılında bir Osmanlı Devleti Yöneticisi tarafından dile getirildi:

"Harika bir fikrim var: Almanya o kadar güçlü bir devlet ki birlikte savaşa girersek bütün kayıplarımızı geri aldığımız gibi büyük bir zenginliğe ulaşabiliriz. Ne duruyoruz, savaşa girmek için bir yerlere saldıralım. Hatta parası ödenmiş gemilerimizi teslim edecek olanlara da gemilerimizi almayı beklemeden savaş ilan edelim ki zarar olabildiği kadar artsın ve savaşa daha zayıf bir donanma ile girelim."

Karar, yalakalar heyetinden, boynu eğri danışmanlardan, dalkavuklar kurulundan da tasdiklenmişse harika... Üstelik yüksek meddahlar konseyi ve yüce yağcılar komitesi de alkışlamışsa...

Kumar masasına konan vatan evlatlarının canı, malı, ırzı, devletin toprakları hiç mühim değildi. Kazanılırsa elde edilecek şahsi mal ve makam temel hedefti.

Başşehri dahil milyonlarca kilometrekarelik topraklarının önemli bir kısmı işgal edilirken, savaş boyunca günde ortalama 493 asker hayatını kaybetti. Robert Schuman Merkezi’ne göre Osmanlı’da ölen askerlerin sayısı yaklaşık 772 bini, ölen sivillerin sayısı 2 milyon 150 bini buldu. Osmanlı’daki toplam kayıp böylelikle nüfusun %13,72’sine karşılık geldi.

https://tr.euronews.com/2018/11/10/birinci-dunya-savasinin-100-uncu-yil-donumu-savas-hakkinda-bilmeniz-gereken-5-sey

20.12.2021: "...artık meyvelerini toplama vaktidir. İleride keşke dememek için şimdi risk alıyoruz."
Bilene danışmayı inkar, cahil cesareti, kargaların kılavuzluğu ile varılan uçsuz bucaksız necaset denizi...

Yeni ekonomik modelle ilgili en kısa yorum: Zırva tevil götürmez.
%19'luk enflasyonun düşmesi için Merkez Bankası faizleri değiştirilmişken %85'e yükseldiği durumda hangi sözüne güvenilir. "Fakirden al, zengine ver" modeli ile gözünü kapatıp altı ay sonra görmeyi umacağın ışıltı değil, altı sene beklesen de bitmeyecek bir kabustur.

Ülkeye nükleer bir ekonomi bombası atıp, sonra da milleti olup biteni kavrayamayacak zeka seviyesindeymiş gibi masallarla, dini, milli yalanlarla, olmayan başarı hikayeleri ile aldatarak seçim kazanma taktiklerinin son kullanma tarihi çoktan geçti.
tarafından
https://tr.wikipedia.org/wiki/B%C3%BCy%C3%BCk_%C4%B0leri_At%C4%B1l%C4%B1m

Dünya lideri olup da burunlarının önünü göremeyecek kadar vizyonsuzlar arasındaki fark siyaset adamı devlet adamı farkıdır.

Büyük İleri Atılım Çin'de 1958-1961 yılları arasında Çin Komünist Partisi tarafından gerçekleştirilen ekonomik ve sosyal bir kampanyaydı. Mao Zedong liderliğindeki kampanya hızlı bir sanayileşme ve kolektifleştirme yoluyla ülkeyi tarım ekonomisinden sosyalist bir topluma dönüştürmeyi amaçlıyordu. Ancak kampanya başarısızlıkla sonuçlandı ve kampanyanın neden olduğu tahmin edilen kıtlık sonucunda on milyonlarca kişi öldü. Büyük İleri Atılım Çin'de ve uluslararası alanda büyük bir ekonomik başarısızlık ve insani felaket olarak görülmektedir.

Büyük tarım devrimi yapılacaktı. Tek adam yönetiminin en tipik örneklerinden birisidir. Bu projeye ihanetle suçlanmamak için aşağıdaki insanlar en ücra köşeden merkezi hükümetin başkentine kadar gönderdikleri raporlarda her kademede alınan sonuçları abartarak resmi raporlara yazıyorlar. Bir ilçede 10 bin ton buğday üretildiyse ile gittiğinde 15 bin tona, eyalete gittiğinde 20 bin tona, bölge başkanlıklarına gittiğinde 50 bine çıkıyor, yükseltiliyor. Merkeze ulaştığında Mao’nun büyük devrimine inanan kitleler ve yöneticiler raporları her bir aşamada şişirip gönderiyorlar.

Bu devrim o kadar ileri gidiyor ki her serçenin yılda 4,5 kilo tahıl yediği tespiti ile birlikte halk düşmanı ilan edilip itlaf ediliyor. Bunun üzerine zararlı böceklerin sayısı korkunç bir şekilde artıyor. Tahıl üretimi felç oluyor. Bunu da gizliyorlar tek adam yönetiminden, korku imparatorluğundan. Ortak aklın, kurumların, kuralların kullanılmadığı bir düzen. Sonuç 55 milyon insan açlıktan ölünceye kadar bu yalan saklanıyor.

Rasyonel eleştiri yapılmayan, akıldan uzaklaşılan bir düzen bu demektir. Kişisel kanaatlerini mutlak doğru sayan liderin şefin tek adamın söylediklerini mutlak tartışılmaz doğrular kabul eden sistemin adıdır dogmatik düzen.

https://tr.investing.com/news/politics/cumhurbaskan-erdogandan-faiz-acklamas-daha-da-dusecek-2426468

“Faiz sebep, enflasyon sonuç. Ben böyle inanıyorum. Buna inanmayanlar olabilir." Subjektif bir kanaat, dogmatik bir bilgi. “Bilim böyle ortaya koydu, bunun verileri budur, bu şurada uygulandı” demiyor. “Bu uygulanmış ve test edilmiş bir teoridir demiyor. Etrafındaki inanan inanmayan insanların tam bir riya ile doğrulamaları büyük Çin kıtlığı veya milyonlarca insanın çaresizliğidir.

Deprem öncesi, esnası ve sonrasında yapılması gerektiği halde yapılmayan sayısız işin davasına daha sıra gelmeden, uygulamaya konulan saçma fikirlerle 4 – 5 katına patlatılan kira ve konut fiyatları en büyük katillerden biridir. Deprem ekseriyetle fukaranın derdidir. Zengin en sağlam eve güç yetirir. En düşük kiraya ancak güç yetirebilen fakirler, bütün ömür çalışıp başını sokacak bir yer olsun deyip ancak bir yer alabilenler bilmiyorlar mıydı en yeni, en sağlam evlere geçmenin doğrusu olduğunu?

Bırakın çok zayıf desteklerle ortaya konulan kentsel dönüşüme bile güç yetirmeyi, sadece bir yıl içinde meydana getirilen korkunç yoksullukla et, süt alamaz hale getirilen halk mı modern evlere geçecekti? Bu konuda müthiş bir açlığın olduğunun delileri her yerde iken (8 milyon kişinin sosyal konut kuralarına başvurması gibi) gelecek nesilleri dahi borç altına alacak, gösterişli, şaibeli ve verimsiz yatırımlara para harcamak…
tarafından
Yeterince büyük bir beyinsizlik+vicdansızlık+ahlaksızlık, her zaman her yerde bir imparatorluk çapında toprak, servet ve insan kaybıyla sonuç verebilir.
tarafından
Temel problem, demokratik bir siyaset ortamında yöneticilerin her durumda başta kalacaklarına kesin inanmalarıdır.

"Ben seçmenin ağzının ortasına def-i hacet etsem gene de bana oy verir." diyebiliyorsan her şeyi yapmakta serbestsin.
tarafından
"Enflasyonu hedeflediğimiz şekilde 2023 sonunda yüzde 20'ler seviyesine 2024'de tek haneli rakamlara düşürmek için ne gerekiyorsa yapmakta kararlıyız. Açıkça söylüyorum herkes hesabını 2023'de yüzde 20'ler seviyesine göre yapsın. Aksi yönde hareket edenlerle biz hükümet olarak yetkimizi, milletimiz iradesini kullanarak gereken cevabı verecektir."
Fakat, 04 Ağustos 2021'de:

"Ağustos ile birlikte enflasyonda da düşüşü göreceğiz"

https://www.bloomberght.com/agustos-ile-birlikte-enflasyonda-da-dususu-gorecegiz-2285247

Enflasyon, yeni ekonomik programa başlamadan zaten yüzde 19'du. Modele geçildikten sonra bir yıl geçmiş, (gıdada KDV indirimi gibi birçok vergiden vazgeçilerek makyajlı olarak bile aslında en az %120 olması gereken) enflasyon %85'e gelmiş,  2 yıl sonrası için 20'ler hedefleniyor. O zaman biz bu rezaletlere neden katlandık. Daha da fakirleşmek için mi?  Hangi lafına güveneceğiz, hangisine inanacağız? Zaten 2023 sonunda bu ve diğer yalanlarını da alıp gitmiş olacaksın.  Madem %20 enflasyon olacak neden bütün bütçe büyüklüklerini çok daha fazla arttırdın?

"2022 yılına göre ek bütçe dahil 2023 bütçe ödenekleri yüzde 57,9 artmaktadır."
https://www.bbc.com/turkce/articles/cv2p38ykz7

Vergilere cezalara neden yüzde 123 zam yaptın?  Motorlu taşıtlar vergisi zammını %20 yerine %61.5 yaparak aksi yönde hareket edene, yani kendine, yetkini kullanarak cevap verecek misin? O toplanan vergileri zaten başka bir yönetim harcayacak...

Hesabınızın kuvveti ve doğruluğu zaten ispatlı: AKP yüzde 99.9 hata yaptı: Bu hesap nasıl yapıldı?

https://www.odatv4.com/guncel/akp-yuzde-99.9-hata-yapti-bu-hesap-nasil-yapildi--07072139-216785

Ayrıca şimdiye kadar açıklanan %85'lik enflasyon ne kadar doğru?

İşte yeni ekonomi modeli: Trabzon Şehir Hastanesi’nin maliyeti dört kat arttı.

https://www.sozcu.com.tr/2022/emlak/iste-yeni-ekonomi-modeli-trabzon-sehir-hastanesinin-maliyeti-dort-kat-artti-7517579

Herkes hesabını yüzde yirmilere göre yapsın da devlet sermayeli kurumlar gibi batsın... İyi ama onların iflasları gizleyecek şekilde vergi toplama ve toplanan vergilerle yandaşları destekleyen kurumları sermayelendirme gibi imkanları yok ki...

Utanmadan yapılan bir itirafla 2022 en kötü dönem olarak tarihe geçse de daha beterini yapacak kapasitesizlik fazlasıyla var...

https://t24.com.tr/haber/bakan-nebati-2022-en-kotu-yil-olarak-tarihe-gececek,1078249

Ekonomik model hedefine ulaştı, neticede büyük çoğunluk fakirleşti. Yine en az aynı utanmazlık ve ne söylediğini bilmezlikle, artık sadakaya muhtaç halkın ücretine zam lütfetmenin, dilenecek duruma düşürülmüş insanların maaşını artırmanın bereketinden söz ediliyor: Patronlar ve ağaların bakışıyla bakıyor on milyonlarca sabit daha doğrusu azalan gelirliye... Onların vergisiyle maaş aldığını bilmeden... Asgari ücreti özel kurumlar vereceği için sıkıntı yok... Emeklinin maaşını bulunduğu açlık seviyesinin yarısından yukarı çıkarmak da bereket değil  mi? O olmaz değil mi? O zaman yandaşı besleyecek para mı kalır?

https://www.yenicaggazetesi.com.tr/nebatiden-asgari-ucret-aciklamasi-fakir-fukaraya-vermek-bereket-getirir-607197h.htm

Siyasette başarı ve başarısızlık seçimlerde değerlendirilir. Seçimler yakın veya uzak olabilir. Halkın alkışlayabilme özgürlüğü kadar yuhalayabilme olmasa da eleştirebilme özgürlüğü, medya serbestliği yoksa siyasetçi kendini düzeltemez. Toplantılar, gösteriler, yürüyüşler, grevler serbest olmalı... Gazeteler, televizyonlar, radyolar, internet siteleri, sosyal medya özgürce eleştirebilmeli... Ama çok defa hakaret gibi gerekçelerle konuşanların yazanların etkileyici vurgular yapmaları engelleniyor. Bazen de vergi memurları gönderilerek teslim olmaları sağlanıyor. Bu sebeple ekonomi alanında yapılanlardan daha önemlisi hukuk, özgürlük ve adalet alanlarındaki ilerlemelerdir.
tarafından
Akıl sağlığı yerinde olmayan ve tedavi altında bulunan bir kimsenin hayatın her gün çürüttüğü iddiaları masaya yatırılıp doğrusu, yanlışı, hikmeti araştırılır mı? Hemen her gün iddialarının temelsiz, hatta tam tersinin geçerli olduğunu ispatlayan veriler sürekli gelirken sanki kendisini doğrulayan veriler geliyormuş gibi, dinleyicileri düşünme kabiliyeti, bilgisi, aklı olmayan kuklalar yerine koyarak konuşmalar yapılıyorsa....

Hubris (Kibir) Sendromu Nedir?  Brain Dergisinde yayınlanan makaleye göre, demokratik ülkelerde tekrarlayan seçim zaferleri liderlerin Hubris Sendromu’na yakalanma olasılığını arttırıyormuş. Hubris Sendromunun diğer bir adı Kibir Sendromudur. Genelde siyasetçilerde görülen bu hastalık “tanrısal ego” olarak da biliniyor. İlk kez, Psikiyatrist David Owen ve Jonathan Davidson tarafından dile getirilen bu sendrom, 2010 yılında tıp dünyasının önemli dergilerinden biri olan Brain’ de yayınlanmış. David Owen ve Jonathan Davidson’a göre sendrom bir “güç zehirlenmesi” ve diktatörler Hubris Sendromuna özel bir eğilim taşıyor. Demokratik ülkelerde, tekrarlayan seçim zaferleri liderlerin Hubris Sendromu hastalığına yakalanma olasılığını arttırıyormuş.

Bu hastalarda; kriz dönemleri, savaşlar ve ekonomik felaketler daha fazla kibire yani hubrise neden oluyormuş. Makaleye göre bu hastalığa yakalanan bazı siyasetçileri sayarsak; Oğul George W. Bush, Tony Blair ve Margaret Teacher.

Tanı koyabilmek için aşağıdaki sayılan 14 dört bulgudan, 3 veya daha fazlası bir liderde mevcutsa; o kişi hasta demektir,

· Dünyayı, güç kullanımı yoluyla kendini yücelteceği bir yer olarak görür.

· Öncelikle kişisel imajını geliştirmek amaçlı hareket etme eğilimi vardır.

· Görüntüsü ve ifadeleri ile orantısız bir endişe içindedir.

· Mevcut faaliyetleri ile ilgili konuşurken, bir mesih gibi yücelme eğilimi taşır.

· Kendisini ulus veya kuruluşla bir tutar.

· Konuşmalarında kraliyet ailesine özgü bir “biz” ifadesi kullanır.

· Aşırı özgüven gösterir.

· Kendisi için öteki olan grubu açıkça hor görür.

· Diğer insanlar ya da iş arkadaşları gibi sıradan bir mahkemeye değil de sadece tarih ya da Tanrı gibi bir üst iradeye karşı hesap verebilir olduğu duygusunu taşır.

· O üst iradenin yargılamasında, haklı olacağına dair sarsılmaz inancı vardır

· Gerçeklik ile bağı kopmuştur.

· Pervasız, tezcanlı, vesveseli, huzursuzdur, dürtüsel eylemler sergiler.

· Uygulamaların, sonuç ve maliyetlerinin dikkate alınmasını önlemek için, uygulamalarını ahlak, dürüstlük hakkında “geniş tasavvurlarına” dayandırır.

· Aşırı özgüven, işlerin ters gidebileceği düşüncesinden yoksun, uygunsuz politikalar oluşturmasına neden olur.

https://academic.oup.com/brain/article/132/5/1396/354862
https://bianet.org/biamag/yasam/147597-hubris-sendromu-ve-basbakan-olmak

Gerçekle bağını koparmış kişiler tedaviye muhtaçtır. Gerçeği bildiği halde kişi doğru olmayan şeyleri devamlı ifade ederse ahlaki zaaf açıktır.

https://eksisozluk.com/benim-alanim-ekonomi-neticesi-de-ortada--7562043
https://www.bbc.com/turkce/live/haberler-turkiye-64480800
İki kere iki beştir, ben böyle inanıyorum. Sakıncası yok inanabilirsin. Ama kendi saçmalığının sonuçlarına herkes maruz kalacaksa, halktan yetki isterken “Beni seçerseniz, ananızdan emdiğiniz sütü burnunuzdan getireceğim, ona göre” demeyi ihmal etmemelisin. Ekonomi tahsilin yoksa duracağın yeri bil.

"Netice ortada" demek hayal dünyanda ekonomi gayet iyi olduğu veya halisünasyonlara bağlanabilir.

Ekonomi şahlanıyor, ama aynı zamanda kurtuluş savaşı veriyor. Bütün Avrupa bizi kıskanıyor, ama vatandaşlarımız biraz kemer sıkacaklar, biraz porsiyonlarını küçültecekler, tanzim satış kuyruklarında, ucuz ekmek kuyruklarında saatlerce bekleyecekler, pazarlardan artan sebze ve meyveleri toplayacaklar. Ama itibardan tasarruf olmayacak.

Birden fazla kişide de bu olabiliyor. İlk 20 ekonomiden düşerken ilk beşe girileceğini açıklayanlar gibi...

https://twitter.com/yirmiucderece/status/1620865886138818561

Ahlaki problem var veya yok, kişilerin bu durumunu bilen etrafındakiler bundan ciddi şekilde istifade edebilirler:

Soygun sürecinde yapılan açıklamalarla döviz piyasasında iniş ve çıkışlar oldu. Öyle ki şartlı refleks kadar peşinden gelecek olanın tahmin edilebildiği açıklamalar... Bu açıklamaları ve gece yarısı yapılacak piyasa düzenlemelerini bilenler ve hatta yapanlar neler kazandı kim bilir?
tarafından
Hubris sendromu yanında mitomani teşhisi de araştırılmalıdır.

Mitomani Nedir? Aynı zamanda patolojik yalancılık veya psödoloji fantastika yani düşlemsel yalan olarak da bilinen mitomani, kompulsif dürtüler sonucunda veya alışkanlıktan dolayı sürekli, kronik bir şekilde yalan söyleme davranışına verilen isimdir. Mitomani hastalığından muzdarip olan bireyler mitoman ya da patolojik yalancı olarak tanımlanabilir. Bireylerin karşılarındaki kişilerin duygularını incitmekten kaçınmak veya kendi başlarının derde girmesini önlemek için ara sıra beyaz yalan söylemenin aksine, bir mitoman görünürde herhangi bir sebep olmadan yalan söyleyebilirler. Mitomani ilk olarak bir asırdan daha uzun bir süre önce 1895 yılında Dr. Anton Wolfgang Adalbert Delbrück tarafından “herhangi bir ayırt edilebilir amaç olmadan, durum ile tamamen orantısız tahrifat yaratmadır, kapsamlı ve çok karmaşık olabilir ve yıllarca veya hatta bir ömür boyu tezahür edebilir.” sözleri ile tıp literatüründe tanımlanmıştır. Günümüzde ise durumun net olarak belirlenmiş ve psikiyatri uzmanları tarafından kabul edilen evrensel bir tanımı mevcut değildir. Bazı psikiyatristler kompülsif davranışları mitomaniden ayırırken, diğer uzmanlar ikisini eşdeğer bulabilir, ve bir diğer grup kompülsif yalancılığın varlığını tamamen reddeder. Bazı mitomani vakaları aynı zamanda sosyopati olarak adlandırılan antisosyal kişilik bozukluğu gibi bir zihin bozukluğundan kaynaklanabilirken, diğer vakalarda bireyin davranışlarını açıklayacak belirli bir tıbbi neden saptanamamıştır. Nedenleri Mitomani Nedenleri Nelerdir? Patolojik yalancı yani mitoman dürtüsel olarak yalan söyleyen bireylerin tanımı için kullanılan bir terimdir. Mitomani için birçok olası neden var gibi görünse dahi, bu durumun ortaya çıkmasının arkasında yatan nedenler henüz kesin olarak belirlenmemiştir. Bazı vakalarda mitoman birey kendisini kahraman gibi göstermek, çevresindekiler tarafından kabul görmek ya da sempati toplamak için yalan söylerken, diğer vakalarda söylenen yalanlardan elde edilen herhangi bir şeyin olmadığı gözlemlenmiştir. Yalan söyleme zorunluluğu aralarında antisosyal kişilik bozukluğunun da bulunduğu bir takım kişilik bozukluklarının bilinen bir özelliğidir. 2007 senesinde gerçekleştirilen bir çalışmadan elde edilen sonuçlar merkezi sinir sistemini etkileyen bir takım sorunların bireyleri mitomaniye daha eğilimli bir hale getirdiğini göstermektedir. Bireyin vücudundaki hormon - kortizol oranında görülen bir anormalliğin yanı sıra, travma veya kafa travmalarının da mitomani gelişmesinde rol oynayabildiği görülmüştür. Yalan söylediğinde beyinde neler olduğuna dair 2016 yılında yapılan bir araştırma, bir bireyin ne kadar çok gerçek dışı ifadelerde bulunursa, o birey için daha fazla yalan söylemenin o kadar kolay bir hal aldığı ve daha sık tekrarlandığını göstermiştir. Araştırmanın sonuçları aynı zamanda kişisel çıkarların sahtekârlığa eğilimi beslediğine işaret etmektedir. Her ne kadar bu çalışma doğrudan mitomani üzerine olmasa dahi, araştırmanın sonuçları patolojik yalancıların neden bu kadar çok ve kolayca yalan söyleyebildiğine dair fikirler sunmuştur.
tarafından

Merkez Bankası’nın karşı taraf olduğu kur korumalı mevduata uygulanan faiz oranındaki sınır kaldırılıyormuş. Hani faiz sebep enflasyon sonuçtu. Bu kadar zaman insanların gelirleri, servetleri, hayatları alt üst edildi, ne için? Söylendiğine göre sırf enflasyonu düşürmek üzere merkez bankası faiz indirilmişti. Şimdi faizin artırılmasına izin vermek tükürdüğünü yalamak değil tuvalette bıraktığını dönüp yemektir.

Yeni ekonomik modelini kutlamak isteyenler için: Güya dış ticaret fazlası ve cari fazla yoluyla döviz bolluğunun getireceği düşük enflasyonu hedeflemişlerdi: Dış ticaret açığı 2022’de %137 artarak 46 milyar 211 milyon dolardan, 109 milyar 539 milyon dolara yükseldi ve yıllık bazda rekor dış ticaret açığı verilmiş oldu. Modelde değersizleşen TL’nin rekabet gücünü artırarak ihracatı destekleyecekti. Fakat tam tersi yaşandı. Cumhuriyet tarihinin en yüksek dış ticaret açığı verildi. Üstelik ihracatın ithalatı karşılama oranı da 2021 Ocak-Aralık döneminde yüzde 83 iken, 2022 yılının aynı döneminde yüzde 69,9'a kadar geriledi.

Küfür, hakaret ve beddualarla yolcu olacağın gün hayatını mahvettiğin insanlar arkandan teneke çalacaklar.

...